SOSYALİST MÜCADELEDE EKSİK BİR BİLANÇO

Marx-Engels-Lenin zamanında değişik ülkelerdeki sosyalist mücadeleyi izlemek kolaydı. İngiltere, Almanya, Fransa ve birkaç ülke daha… Sayıları beşi ancak geçer…

Şimdi sayı çok fazladır, o kadar ki gruplandırmak gerekmektedir.

Güney Amerika’da bir dönem Brezilya vardı ama yıllardan beri gündemden düştü denilebilir. Buna karşılık Venezüella, Bolivya ve Şili bulunuyor. Bu ülkelerin önemle izlenmesi gerekiyor. Bazen başka ülkeler de önem kazanıyor.

Rusya Federasyonu’nda komünistlerin yükselişi durmuş görünüyor. Bu ülkede birkaç komünist partisi vardı ve bazıları da açıkça milliyetçiydi.

Çin ve Küba’daki gelişmelerin izlenmesi gerekiyor.

Vietnam ile ilgili bilgi az olmakla birlikte bu ülke Küba ile Çin arasında bir konumdadır.

Bugün yeni yayınlanan bir kitabı aldım, Avrupa ülkelerindeki sol partileri inceliyordu.

Fransa, Almanya, Avusturya Lüksemburg, Belçika, Hollanda, İrlanda, İngiltere, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Güney Doğu Avrupa (Slovenya, Sırbistan, Hırvatistan, Kuzey Makedonya), Yunanistan, Kıbrıs, İtalya, İspanya, Portekiz.

Bu listede bazı ülkelerdeki sol örgütler hakkında bilgim bulunuyor, bazılarını ise neredeyse hiç bilmiyorum.

Listede Arnavutluk bulunmuyor. Bildiğim kadarıyla bir dönem kendini dünya devrimci merkezi sayan bu ülkede sol adına pek bir şey bulunmuyor.

Saymadıklarım da olabilir, belirtmek gerekir.

Eski Sovyet cumhuriyetlerinden Orta Asya ülkelerinde sol örgütlerden söz edilemeyeceğini biliyorum.

Hindistan’da son bildiğim iki ayrı komünist partisi vardı, başka örgütler de var mıdır, bilmiyorum.

Sosyalizm teorik olarak sadece teoride gelişmemiştir, pratikte ulaşılan ve ulaşılamayan sonuçlarla birlikte ilerlemiştir. Bu nedenle dünyadaki önemli bütün deneyler hakkında, bunlar başarısızlıkla sonuçlanmış da olabilir, bilgi sahibi olunması gerekir.

Eskiden de böyle yapılırdı, sadece o zamanki sayı bugünle karşılaştırılamayacak kadar azdı.

İnsan kendini önceden söylenmiş olanlarla sınırlandırmamalı, gerçeği görmeli ve açıkça ifade etmelidir. Komünist Manifesto’nun yayınlanmasından bu yana 173 yıl geçti; başarılar ve başarısızlıklarla dolu 173 yıl… Buradan öğrenmek gerekir.

Mesela, tanınmış belirlemedir: işçilerin vatanı yoktur.

Geçtiğimiz 173 yılda bunun tersini gördük, hem de fazlasıyla…

Sırbistan tarihi hakkında okuduğum bir kitapta bu yönde esaslı bir belirleme vardı.

Sırbistan’ın Yugoslavya içindeki konumunun güçlendirilmesi amacıyla mitingler yapılıyor ve sonuçta şöyle deniliyor: Mitinglere işçi olarak geldiler, Sırp olarak gittiler.

Avrupa’da son 30 yıldır kıta çapında eylemleri sendikalar ya da sol partiler değil Sosyal Forum Hareketi yapabildi. Şimdiye kadar önemli denilebilecek tek birleşik işçi eylemi görmedim.

Somuta inersek; bilgi edinme işi nasıl yapılacaktır?

Önce ilgili kaynaklara ulaşmak gerekiyor. Bu konuda sorun yok sayılır, kaynak çok…

Bu kaynaklardaki dili anlayabilmeniz gerekiyor, yoksa kaynağın varlığı anlam taşımaz.

İngilizce tahmin edilebileceği gibi en önemli dil ama buradan her ülke için en iyi bilgi bu dilde vardır sonucu çıkarılamaz.

Mesela Bulgaristan ve Romanya ile ilgili ayrıntılı bilgi Almancada vardır.

Romanya’da Alman azınlık yaşamakta ve günlük gazete yayınlamaktaydı. Halen sürmekte midir, bilmiyorum. Bu gazeteden Çavuşesku’nun devrildiği günlerle ilgili ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz.

Keza Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Sırbistan ve çevresindeki ülkeler konusunda da Almancada geniş kaynak vardır.

Güney Amerika ile ilgili olarak İspanyolca önemlidir. Bu dili bilmiyorsanız Almanca ile açığı biraz kapatabilirsiniz çünkü Almanya’da İspanyolca bilen ve yıllarca Güney Amerika ülkelerinde yaşamış sol bilim insanları bulunmaktadır.

Fransızcadaki durumu bilmiyorum ama yukarıda sayılan ülkeler konusunda İngilizce ve Almanca kadar zengin olduğunu sanmıyorum.

Marx-Engels ve Lenin’in zamanlarının dünya çapında geçerli dillerini bilmeleri ve gerektiğinde yeni dil öğrenmekten kaçınmamaları önemlidir. Marx’ın ileri yaşlarda Rusça öğrenmesi gibi…

Hangi dilde olursa olsun bir ülkede yayınlanan önemli bir eser mutlaka İngilizce, Fransızca ve Almancanın en az ikisine çevrilmektedir. Bu büyük bir rahatlıktır.

Zor tarafı ise, büyük bilgi yığını içinde seçme yapabilmektir.

06 Ekim 2021

*